Gastronomiİnceleme

Soframızdakilerin Gizli Maliyeti

Artan Kahve fiyatları

Kahve fiyatları, ‘‘Somar Meteorologia’’nın, Brezilya’nın Minas Gerais bölgesinin geçen hafta hiç yağmur almadığını bildirmesinin ardından yükseldi. Brezilya, dünyanın en büyük kahve çekirdeği üreticilerinden biri olup bölgedeki iklimsel değişikliklerin bir ürünün piyasasını doğrudan nasıl etkilediğini anlamız için güzel bir örnek.

Daha önce duymayanlarımız için, Minas Gerais, Brezilya’nın 26 eyaletinden biri. Brezilya, dünya kahve üretiminin yaklaşık %33’ünden sorumlu iken Minas Gerais, bu mahsulün %50’sinden fazlasını karşılamakta. Geçen haftaki yağış ortalamasının 2.6 mm olarak raporlanması, bölgedeki yağış ortalamaların altında bir seyir olduğunu gösteriyor. Bu durum, kahve üretimini olumsuz etkileyeceğinden hasat endişelerini arttırırken fiyatların yükselmesine neden olmuşa benziyor.

Dünyadan gelen kahve hasadı baskıları ise Brezilya’daki hasat hızını arttırmış durumda. Safras & Mercado, Brezilya’nın 2024/25 kahve hasadının 16 Temmuz itibarıyla %74’ünün tamamlandığını bildirdi. Bu oran, geçen yıl aynı dönemde %66 iken, 5 yıllık ortalama %70 imiş. Daha hızlı gerçekleştiğinden problem yok gibi gözükse de hasat miktarı her geçen gün azalıyor. Ortalamanın üzerindeki sıcaklıklar ve kuraklık nedeniyle Brezilya’nın 2024/25 kahve üretim tahmini önceki 70.4 milyon çuvaldan 66 milyon çuvala düşürüldü. Bu da kahve piyasasını etkileyen bir diğer etmenlerden biri olarak gösteriliyor.

Gizli maliyet: Su ayak izi

Soframızdakilerin Gizli Maliyeti

Bu konu bizlere aslında ne denli toprağa bağımlı olduğumuzu hatırlatmada güzel bir uyarıcı. Kolayca alıp tükettiğimiz pek çok şeyin görünmeyen bir maliyeti var. Kullanılan su, enerji. Biraz bunlardan bahsetmenin, içtiğimiz her bir kahveden yediğimiz her bir elmanın masamıza gelmesinin perde arkasına da bu vesile ile değinelim istedik.

Ufak bir genelleme yapacak olursak hepimizin hemen hemen her hafta tükettiği bir domates için, yaklaşık 13 litre su harcanıyor. Kilogram olarak ele aldığımızda, bu miktar, sulama, buharlaşma, toprak suyu kayıpları gibi faktörler nedeniyle 214 litreye kadar çıkabilir. Salatalık için kilogram başına 353 litre, biber için kilogram başına 120 litre, patates için kilogram başına 287 litre su harcıyoruz. Örnekleri arttıracak olursak, tek bir elma için 70 litre, tek bir portakal için 50 litre ve tek bir muz için 160 litre su ayak izi bulunuyor.

Belki bu noktada su ayak izine de değinmekte fayda vardır. Su ayak izi, bir ürünün veya hizmetin tüm üretim süreçlerinde doğrudan ve dolaylı olarak kullanılan toplam su miktarını ifade eder. Tarımsal üretim, endüstriyel işlem, taşımacılık ve nihai tüketim aşamalarını kapsar. Bu hesaplamalar, tarım ürünlerinin büyüme sürecinde ihtiyaç duyduğu sulama, kullanılan gübrelerin su ihtiyacı, işleme ve paketleme esnasında kullanılan su miktarlarını içerir. Bu hesaplamaları genellikle ‘’Water Footprint Network’’ ve benzeri kuruluşlar tarafından standart metodolojilere dayanarak yapılır​.

Kahve’nin yağmurdan etkilendiğinden bahsetmiştik. Evet, soframıza gelen diğer her şey gibi o da suya oldukça bağımlı. Bir fincan kahve (125 ml) üretmek için yaklaşık 140 litre su gerekiyor. Bir fincan kahvenin masamızda durmasının gizli maliyeti 140 litre su.

Peki kahvesini sütlü sevenler?  Bir litre hayvansal süt üretimi için yaklaşık 1,020 litre su gerektiğini duymaya hazırlar mı? Buradan hayvansal gıdaların aslında ekolojik açıdan çok daha düşündürücü tercihler olduğu kanısına varabilirsiniz. Yanlış da olmaz. Meyve sebzeler için gerekli olan su miktarlarına şaşıranlara daha büyük bir gerçek et üretimi için gerekli su miktarları olacaktır. Buna değinmeden bu konuyu kapatamazdık. Bir kilogram sığır eti üretmek için yaklaşık 15,400 litre su harcıyoruz. Neredeyse 16 bin litre su. 15 tondan fazla. Bu miktar, hayvanın beslenmesi için gerekli tarımsal ürünün yetiştirilmesi, su içmesi, yetiştirilmesi ve işlenmesi gibi süreçlerin hepsini kapsıyor. Bir kilogram tavuk etini merak edenler içinse onu da üretmek için yaklaşık 4,300 litre su harcıyoruz.

Anlayacağımız o ki beslenmemizin ekolojik olarak da ciddi bir maliyeti mevcut. Hele ki, hayvansal gıda tercihlerimiz çoksa. Perde arkasındaki maliyetleri bilmek, belki kıymetini daha çok bilmemize yardımcı olacaktır. Bir sonraki öğünde çokça keyif almanızı diler, ne kadar şanslı olduğumuzu, kaynaklara hala ne kadar erişebiliyor olduğumuzu hatırlamanızı isterim.

Cemre Çığıraç

Kaynaklar:

Water Footprint Network, Product Gallery

Mekonnen, M. M., & Hoekstra, A. Y. (2011). “The green, blue and grey water footprint of livestock and derived livestock products”. Hydrology and Earth System Sciences, 15(3), 765-778.

Bir yorum gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir