Kültür & Sanat

Balat’ta Mezat Kültürü: Saffet Kızıldağ ile Söyleşi


Balat, tarihi dokusu ve kültürel zenginliğiyle İstanbul’un en özel semtlerinden biri olarak öne çıkıyor. Yıllar içinde hızla değişen bu semt, geçmişin izlerini taşıyan sokakları ve içtenliğiyle birçok sanatçıya, koleksiyonere ve antikacıya ev sahipliği yapıyor. Bu durum Balat’ta mezat kültürü gelişimine ciddi katkı sağladı. Balat’ın yerlisi ve Kafka Antik’in sahibi olan Saffet Kızıldağ, semtin hem kültürel hem de ticari dönüşümüne tanıklık eden ve bu süreçte aktif rol alan isimlerden biri. Kızıldağ’ın hikayesi, Balat’ın kendine özgü atmosferinde iş hayatına ve tutkusuna nasıl yön verdiğini gözler önüne seriyor.

Saffet Kızıldağ’ı Tanıyabilir miyiz?

Ben Balat Kafka Antik sahibi, Saffet Kızıldağ. Balat’ta doğup büyüdüm ve Balat’ın yerli esnaflarından biriyim. Semtin yerlisi olarak, semtte oturan tek esnafım diyebilirim. Antika işi yapan birçok esnaftan biri olsam da, semtin kültürel yönlerini, güzelliğini ve değişimini birebir anlatabilecek 10 kişiden biriyim. Semtin içindeki herkesin bize gelip bir şey danışması bizim için önemli, çünkü semtin yerlisiyiz.

İş hayatınızdaki gidişattan bahseder misiniz?

Aslında ilginç bir geçmişim var. 2006 yılında bir fabrikada şoför olarak işe başladım. Türkiye’nin önemli markalarından biriydi. Kendi çabalarımla yükselerek, 4250 kişinin genel müdürlüğünü yapmaya başladım. Bu, inanılmaz derecede külfet isteyen bir işti. Çorum’da patronlarım 34.000 metrekare, tek kat üzerine Avrupa’nın en büyük fabrikasını kurdular. Fabrika içinde scooter’la geziyordum. 2007’de, patronlar arasında bir anlaşmazlık çıkınca işi bıraktım.

Balat’a döndüğümde, büyük bir koleksiyonerin yanında çalışmaya başladım. Bu işi öğrenmek için iki-üç yıl ücretsiz çalıştım. 14 deposu vardı ve hepsinin anahtarları bendeydi. 6 yıl boyunca yanında, neyin ne olduğunu görerek staj aldım. 2014 yılında kendi işimi kurdum. 2014’ten beri kendi dükkanımın sahibiyim. Kendi işimin başındayım.

Son zamanlarda antika ve mezat denilince akla gelen yerlerin başında Balat var. Balat’ın antika piyasasındaki yeri nedir?

Antika denince Türkiye’de ilk akla gelen yer Balat oldu. Ülkenin birçok yerinde mezatlar yapılıyor, ama antika camiası Çukurcuma’dan sonra Balat’a gelmiş durumda. Birçok ünlü markanın, antikacının ve kaliteli ürünlerin satıldığı yer şu anda Balat. Özellikle salon mezatlarında ve Instagram mezatlarında önemli bir yer alıyor. Salon mezatı yapan 4-5 salon var. Biz de onlardan biriyiz. 

Sizin mezatlarınız ne zaman,nasıl oluyor?

Biz haftanın 5 günü mezat yapıyoruz: Salı, Çarşamba, Cuma akşam saat 19:00’da, Cumartesi ve Pazar ise saat 16:00’da. Antikada önemli olan eskiyi satmak. Yeniyi bir çok esnaf bir çok yerde satabiliyor. Biz salon mezatlarımızda eskiyi satmak için mücadele eden bir grubuz.

Mezata katılmamış birine mezat atmosferini nasıl anlatırsınız?

Burada gördüğünüz gibi sandalyeler dizilmiş vaziyette. Dışarıdan gelen koleksiyonerler, spontane Balat’ı gezmeye gelip denk gelmiş insanlar içeri girerler, otururlar. Katılım ücreti yok. Beğendikleri bir ürünü alabilirler. Sunucumuz Kemal, ürünlerin tüm detaylarını anlatır. Tüm detaylarını anlatır ki bu önemli bir faktör. En büyük farklılık ürünü sonuna kadar tanıtmak. Yani 2 dakika 3 dakika da geçse o ürünü tanıtarak satmak. Böyle olduğunda birçok kişi bir daha gelmek istiyor.

Koleksiyonlarda özel bir tema var mı? Koleksiyon seçiciliğini nasıl yapıyorsunuz?

Koleksiyon yapmaya yeni başlayacaklara, bir tek ürünle başlamalarını öneriyoruz. Örneğin, bir vazo ya da bir çakmak gibi tekil bir obje seçmek koleksiyonun devamını getirmekte faydalı oluyor. Bir üründen başlayın ki devamı gelsin. Türkiye’de birçok koleksiyoner var; gravür koleksiyonlarından radyo, madalyon ve pul koleksiyonlarına kadar çeşitlilik gösteriyorlar. Koleksiyoner ürün gördüğü zaman ‘’aa bu benim koleksiyonumda yok’’ diyerek o ürünü nereye koyacağını bilerek, düşünerek hamle yapar. Çünkü koleksiyon dediğimiz zaman bugün 50 parça 100 parçalık bir koleksiyondan bahsetmiyoruz. Örnek veriyorum bir madalyon koleksiyonu, bütün dünyanın madolyonları var. Savaş madalyonları var. Bu madalyonları koleksiyon yapmak için inanılmaz derecede bir mücadele gerekiyor. Olan malı almamaya, olmayanı araştırarak bulmak zorunda kalınıyor.

Mezat Dünyasında Balat’ı özel kılan nedir?

Balat’ta özellikle ilk başlarda bakır ve pirinç koleksiyonları ön plandaydı. Sıradan, kapalı çarşıdan gelmiş bir üründen bahsetmiyorum. Bu malzemeler Osmanlı dönemine ait, Ermeni ustalar tarafından yapılmış objelerdi. Tabaklar, pilavlıklar, ibrikler… Sonrasında porselenler yurtdışından gelmeye başladı. Felsefe değişti, teori değişti. Koleksiyon çeşitliliği arttı. Mobilya konsepti ayrı, kılıç konsepti ayrı, tüfek konsepti ayrı, porselen aynı.

Kişisel olarak sizin bir koleksiyonunuz var mı?

Kendimin koleksiyonu yok ama annemin porselen bebek koleksiyonu var. Dükkanda kaç tane porselen bebek çıkarsa o porselen bebeği ben anneme alırım, götürürüm. 91 yaşındaki annem, yaklaşık 360 porselen bebeğe sahip. Olmayan ülke yok. Her gün alır, koltuklara dizer. Oturup keyifle izlemeyi sever.

Balat’ın tarihi hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Balat’ın yerlisiyim. Burada 63 yıldır yaşıyorum ve semtimizin değişimine tanık oldum. 5. Kuşağım Balat’ta. 1970’ler ve 1980’ler Balat sahilinin yıkılmasıyla büyük bir değişim geçirdi. Önceden, Unkapı’dan Alibeyköy’e kadar tamamen tersaneler ve fabrikalarla doluydu. İnanılmaz bir iş potansiyeli vardı. İşçiler işten çıkınca kalabalık bir semt olurdu. Herkes çalışırdı. Sahilin yıkılmasıyla birlikte konsept değişti. 2006’da önemli bir iş adamı yatırımlar yapmaya başladı. Ahşap koleksiyoneri kendisi. Bir çok yeri kiraladı, Balat’ı canlandırdı. Birçok farklı kişinin yatırım yapmasına vesile oldu. Herkes gelip Balat’ı görmeye başladı. 70’li 80’li yıllar ile bugün arasında bir fark var mı? Tabii var. Fener bölgesi, Vodina caddesi, ara sokaklar, keyifli kafeler… Turist sayısı arttı. Burada en büyük etkenlerden biri de Patrikhane.

Buradaki en büyük sorun park sorunu. Eğer bu park sorunu da çözülürse, yollar trafiğe kapatılırsa, Balat, tahmin ediyorum ki önümüzdeki yazdan sonra şu anda gezmeye gelenlerin insanların 50 katı 60 katı daha fazla insan için ziyarete açık olacaktır.

Çocukluğunuzdan beri Balat’ta değişmeyen ne var?

Semt sevdası ve komşuluk ilişkileri hiç değişmedi. Semt çocukları. Birçok eski Türk filmi, geçmişteki samimi ve sıcak mahalle yapısını yansıtır. Balat’ta bu kültür hala yaşatılıyor. Semtteki birçok gelenek ve kültürel yapı korunmuş, bu da Balat’ı İstanbul’da özel bir konuma getiriyor.  

Yabancıların gözünden İstanbul’u ve Balat’ı anlatır mısınız?

Eşim Rum vatandaşı ve bu bölgede çeşitli milletlerden turistlerle sık sık etkileşimde bulunuyoruz. Çoğu, İstanbul’un farklı bölgelerinde pahalı olan şeylerin burada daha uygun olduğunu farkediyor ve burayı çok seviyor. Turistler Balat’ı keşfettikçe, bölgeye olan ilgileri artıyor. Gelen turistler, döndüklerinde yakın çevresini özellikle buraya gönderiyor. Balat, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ziyaretçileri kendine çekiyor.

Bir yorum gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir