Tasarım & Dekorasyon

Az Çoktur: İç Mekan Tasarımında Minimalizm

Minimalizm, kökeni çok eskilere gidebilecek bir sadeleşme akımıdır. Bu yaklaşımı sanatta, müzikte ve pek çok farklı disiplinde görmek mümkün. Sanatta soyut dışavurumculuk, biçime çok fazla odaklanınca, buna bir tepki olarak oluşan minimalizm, nesnenin “nesne olma” özelliğinin altını çizmek isteyen bir yaklaşım olarak ortaya çıktı. Sanattan bağımsız olarak düşünürsek sosyal yaşamda  günümüz tüketim çılgınlığı kültürü ve karmaşık yaşam tarzlarına tepki olarak ortaya çıkan bir felsefe olduğunu da söyleyebiliriz. Temelde minimalizm, aşırı tüketimden kaçınmayı, sadelik ve basitlikten yana olmayı öğütler. Aslında Stoacılardan Budistlere kadar, kökleri kadim felsefelere ve spiritüel öğretilere kadar giden bir yaklaşım Minimalizm. Minimalistler, sürdürülebilir bir yaşam tarzını desteklerler ve çevre dostu bir yaşam tercih edenler için bu akım bir çıkış noktası olmuştur. Minimalist bir yaşam tarzı daha az stres, daha fazla özgürlük, daha fazla düzen, daha anlamlı ilişkiler, daha fazla zaman ve yaratıcılık gibi avantajlar içerir.

İç Mimaride Minimalizmin Tarihi

Diğer sanatlardan farklı olarak minimalizm, mimari tasarımda objeye belirleyici bir işlev yüklüyor. 1900’lü yıllarda mimar Ludwig Mies van der Rohe, tasarımlarında kullandığı malzemeyi çelik ve camla sınırladı ve böylelikle üretilen sade tasarımlarla minimalizm kendini mimaride göstermeye başladı. 1929’da Mies, en ünlü projelerinden birine imza attı. Uluslararası Barcelona sergisindeki Alman Pavyonu (Barcelona Pavillion), 1938’de yıkıldı, 1986’da yeniden inşa edildi. Kolonlarla desteklenen düz bir çatıya sahip olan pavyonun iç duvarları cam ve mermerden yapıldı ve bu duvarlar yapıyı desteklemedikleri için hareketli kaldılar. Mies’in diğer tasarımlarında da gözlenen “boşluk, hacim, alan” kavramı bu pavyonda da belirgindir.. Bu adımıyla Mies, gökdelenlerin işlevsel kurgularını da genelleştirerek, minimalist sanat kavramıyla tam olarak uyuşan çok amaçlı bir tutumu ortaya koydu.  Mies, “Minimalizm, yoksunluk, eksiklik değildir. Aksine bilinçli bir tercihtir, zor olanı seçmektir, azla çok yapmaktır.” demiştir ve statükoyu alt üst eden ünlü “Az çoktur” (“Less is more”) sözü ona aittir.* Bu yaklaşım Philip Johnson’ın Connecticut’ta inşa ettiği Cam Ev’i bu çizginin simgesel yapısıydı. 1960-80’li yıllar arasında moda tasarımcıları ve mimarlar, mağaza tasarımlarıyla çok geniş ve ferah alanlarda sadeliği sağladılar.  Bu yıllardan sonra minimalist tasarımda beyaz renk geometrik formlarda minimal tasarlanan evlerde kullanıldı. Tadao Ando, John Pawson gibi mimarlar, bu tarzda tasarlanmış mekanları “minimalist iç mekanlar” olarak adlandırdılar. Mies van der Rohe’nin cam ve çelik ile sağladığı minimalizmi; brüt beton, cam ve ışık-külte ile sağlayan Tadao Ando, günümüzde minimalist akımda mimari tasarım yapan en önemli mimardır.*

İç Mekanda Minimalizm Dokunuşları

Minimalizm tasarım dünyasında hem estetik bir yaklaşım olarak hem de bir yaşam tarzı anlamında karşımıza çıkabiliyor. Bu tasarım anlayışı sadeliği ve en önemlisi işlevselliği ön plana çıkaran mekanlar yaratmak demektir. İç mekan tasarımında minimalizmi tercih eden biri hem görsel bir tercih yapmış, hem de yaşam kalitesini artırmaya yönelik bir adım atmış olur.

Bir Mekan Nasıl Minimalist Tasarlanır

  • Mobilyalar ve aksesuarlar önce işlevsel, sonra estetiktirler. 
  • Mekanda boş alanlar özellikle bırakılır, temelde ferahlık hissi verme amacı güder. Geniş ve rahat alanlar kullanıcıları huzurlu kılar.
  • Renk ve malzeme seçerken duygusal sakinlik sağlayacak, aynı zamanda görsel olarak yormayacak şekilde seçilir. Belki bej, beyaz renkler ve doğal malzemeler bunu karşılayabilir ve elbette çeşitlendirilebilir.
  • Gereksiz eşyalar varsa bunlardan arınmak gerekir. Gerçekten ihtiyaç duyulan eşyalar uygun şekilde yerleştirilir.
  • İşlevsel ve çok amaçlı mobilyalar seçilebilir. Artık depolama alanları olan çok fazla mobilya üretilmeye başlandı.
  • Aksesuar kullanımı minimumda tutulur. Dikkat çekici bir iki sanat eseri belki odak noktaları oluşturmakta yeterli olabilir.
  • Doğal ışık kullanılır. Büyük pencereler, hafif perdeler mekanı ferah kılar. Yapay ışık kaynağı gerekiyorsa da uyumlu, sade tasarımlar mevcuttur.
  • Minimalizmin temelinde düzen yer alır. Depolama alanları çok önemlidir.

Nerede Ne Yapılabilir

  • Oturma odalarında beyaz, bej renklerde sade bir  L koltuk seçilebilir. Duvara bir resim veya ortama bir  bitki yerleştirilebilir. 
  • Yatak odalarında sade çerçeveli yataklar kullanılabilir. Yumuşak ve dağınık ışık kaynakları sakin bir atmosfer yaratır. Odada dağınıklığı önlemek için yerden tasarruf eden çözümler bulunabilir. Doğal kumaşlardan yapılmış, desensiz örtüler, perdeler kullanılabilir.
  • Mutfakta kapaklı, düz hatlı, kulpsuz dolaplar kullanılabilir. Taş ya da kompozit yüzeyler seçilebilir. Beyaz, gri tonlarında modern ve temiz bir görünüm elde edilebilir. Tezgah üstü işlevsel mutfak gereçleri kullanılabilir.
  • Banyoda doğal taş, seramik detaylar sade olur. Aynalı dolaplar yer kazandırır ve geniş gösterir. Yine beyaz ve açık tonlar kullanılabilir.
  • Çalışma odalarında sade bir masa ve ergonomik bir sandalye yeterlidir. Bu odada gereksiz objelerden kaçınılmalı, işlevsel ve motive edici öğelere yer verilmelidir.
  • Koridor ve girişte ince bir ayakkabılık, askılık kullanılabilir. İnce çerçeveli bir ayna alanı büyük gösterir. Dekorasyona gerek yoktur. 
  • Çocuk odalarında açık raflar ya da çekmeceli üniteler kullanılabilir. Yine nört renklere belki birkaç pastel renk eşlik edebilir.
  • Dar alanlarda yataklı koltuklar, duvara monte raflar, mekanı geniş gösterecek doğal aydınlatmalar tercih edilebilir.
  • Kafelerde az ve konforlu oturma düzeni ve doğal malzemelerle sade bir mekan oluşturulablir.
  • Ofislerde açık alan konseptiyle verimli bir ortam sağlanabilir.

Minimalist Bir İç Mekanın Avantajları

  • Eşyalarla doldurulmuş, dağınık ve karmaşık mekanlar zihinsel yorgunluk yaratabilir. Minimalist mekan ise sakinlik ve huzur verir.
  • Gereksiz eşyalardan kurtulmak düzeni ve odağı kolaylaştırır. Üretkenliği artırır.
  • Minimalist tasarımlarda estetik zamanın ötesindedir. Uzun yıllar boyunca şıklığını korur.
  • Daha az tüketim sonucu çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunur. Gereksiz kaynak tüketimini önler. Çevre dostudur.

Hayatta gereksiz yüklerden arınmak, sadece anlamlı olan şeylere yer açmak çok kıymetli. Modern dünyanın türlü karmaşası içinde hayatımızın her alanında sadeleşme ihtiyacındayız. Bu manada az’ın çok olduğunu gerçekten deneyimlemek, minimalizmin en önemli kazancıdır.

*Eber Mimarlık

* Dergipark.org

Melis Zararsız

Bir yorum gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir